İçerik
Anksiyete, hem yetişkinlerin hem de çocukların hayatında normal ve çok yaygın bir duygudur, ancak bu kaygı çok güçlü olduğunda ve çocuğun hayatını normal yaşamasını veya çeşitli aktivitelere katılmasını engellediğinde daha fazla olabilir daha eksiksiz bir gelişime izin vermek için ele alınması ve ele alınması gerekir.
Çocuğun ebeveynleri ayrıldıklarında, eve taşındıklarında, okul değiştirdiklerinde ya da sevilen biri öldüğünde anksiyete belirtileri göstermesi yaygındır ve bu nedenle, bu daha travmatik durumlar karşısında ebeveynler çocuğun davranışına dikkat etmelidir. duruma uyum sağlıyorsanız veya mantıksız ve aşırı korkular geliştiriyorsanız.
Genellikle çocuk kendini güvende, korumalı ve desteklenmiş hissettiğinde daha sakin ve daha sakin olur. Çocukla konuşmak, gözlerinin içine bakmak, bakış açısını anlamaya çalışmak, kendi duygularını anlamaya yardımcı olur, gelişimine katkıda bulunur.
Ana kaygı belirtileri
Küçük çocuklar genellikle hissettiklerini ifade etmekte daha zorlanırlar ve bu nedenle, endişeli olmanın ne demek olduğunu kendileri anlamadıkları için endişeli olduklarını söylemeyebilirler.
Bununla birlikte, ebeveynlerin bir kaygı durumunu belirlemelerine yardımcı olabilecek bazı işaretler vardır, örneğin:
- Normalden daha sinirli ve ağlamaklı olmak;
- Uykuya dalmakta güçlük çekmek;
- Gece normalden daha sık uyanmak;
- Parmağınızı emmek veya tekrar pantolonunuza işemek;
- Sık sık kabus görmek.
Öte yandan, daha büyük çocuklar hissettiklerini ifade edebilirler, ancak çoğu zaman bu duygular kaygı olarak anlaşılmaz ve çocuk, örneğin, kendine güven eksikliği ve konsantre olma güçlüğü ifade edebilir veya başka bir şekilde günlük rutin aktivitelerden kaçınmaya çalışabilir. arkadaşlarla dışarı çıkmak veya okula gitmek gibi.
Bu semptomlar hafif ve geçici olduğunda genellikle endişelenecek bir neden yoktur ve geçici bir anksiyete durumunu temsil eder. Bununla birlikte, geçmesi 1 haftadan fazla sürerse, ebeveynler veya bakıcılar uyanık olmalı ve çocuğun bu aşamanın üstesinden gelmesine yardımcı olmaya çalışmalıdır.
Çocuğunuzun kaygıyı kontrol etmesine nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Çocuk kronik bir anksiyete krizine girdiğinde, ebeveynler, bakıcılar ve aile üyeleri bu döngüyü kırmaya ve refahı yeniden sağlamaya çalışmak için çok önemlidir. Ancak, bu görev oldukça karmaşık olabilir ve en iyi niyetli ebeveynler bile kaygıyı artıran hatalar yapabilir.
Bu nedenle ideal olan, olası bir aşırı veya kronik anksiyete durumu tespit edildiğinde, doğru bir değerlendirme yapmak ve her duruma uyarlanmış rehberlik almak için bir psikoloğa danışmaktır.
Yine de çocuğunuzun kaygısını kontrol etmeye yardımcı olabilecek bazı ipuçları şunları içerir:
1. Çocuğun korkularından kaçınmaya çalışmayın
Kaygı yaşayan çocukların genellikle sokağa çıkmak, okula gitmek ve hatta başkalarıyla konuşmak gibi bazı korkuları vardır. Bu durumlarda yapılması gereken, çocuğu esirgemeye ve tüm bu durumları ortadan kaldırmaya çalışmamaktır, çünkü bu şekilde korkularını yenemeyecek ve korkusunu yenmek için stratejiler yaratmayacaktır. Ek olarak, belirli bir durumdan kaçınarak, çocuk bu durumdan gerçekten kaçınmak için nedenlerinin olduğunu anlayacaktır, çünkü yetişkin de onlardan kaçınır.
Bununla birlikte, aşırı baskı durumu daha da kötüleştirebileceğinden, çocuk korkularıyla yüzleşmeye de zorlanmamalıdır. Bu nedenle yapılması gereken, korku durumlarını doğal olarak ele almak ve mümkün olduğunda çocuğa bu korkunun üstesinden gelmenin mümkün olduğunu göstermektir.
2. Çocuğun hissettiklerine değer verin
Çocuğun korkusunu en aza indirmek amacıyla, ebeveynlerin veya bakıcıların çocuğa endişelenmemeleri veya korkmamaları gerektiğini söylemeye çalışmaları nispeten yaygındır, ancak bu tür sözler, Olumlu bir amaç, çocuk tarafından bir yargı olarak değerlendirilebilir, örneğin, hissettiklerinin doğru olmadığını veya anlamsız olduğunu hissedebilirler.
Bu nedenle ideal olan, çocukla korkuları ve ne hissettiği hakkında konuşmak, onu korumak için onun yanında olmasını sağlamak ve durumun üstesinden gelmeye yardımcı olmaktır. Bu tür bir tutum, çocuğun psikolojik yönünü güçlendirmeye yardımcı olduğu için genellikle daha olumlu bir etkiye sahiptir.
3. Kaygı dönemini azaltmaya çalışın
Çocuğunuzun anksiyeteyle baş etmesine yardımcı olmanın bir başka yolu da, kaygının geçici bir duygu olduğunu ve iyileşmenin bir yolu yokmuş gibi görünse bile ortadan kaybolduğunu göstermektir. Bu nedenle, mümkün olduğunda, ebeveynler ve bakıcılar, herhangi bir faaliyet yapmadan önce genellikle daha fazla olan kaygı süresini azaltmaya çalışmalıdır. Yani çocuğun diş hekimine gitmekten korktuğunu düşünen ebeveynler, çocuğun uzun süre bu düşünceye kapılmaması için sadece 1 veya 2 saat önce diş hekimine gitmeleri gerektiğini söyleyebilirler.
4. Kaygıya neden olan durumu keşfedin
Bazen çocuğun ne hissettiğini keşfetmeye çalışması ve durumu mantıklı bir şekilde ortaya koyması yararlı olabilir. Yani çocuğun dişçiye gitmekten korktuğunu hayal ederek, diş hekiminin ne yaptığını düşündüğü ve hayatındaki önemi hakkında çocukla konuşmaya çalışılabilir. Ayrıca, çocuk rahat konuşuyorsa, o durumda olabilecek en kötü şeyi de kabul edebilir ve bu korkunun gerçekleşmesi durumunda çocuğun bir plan oluşturmasına yardımcı olabilir.
Çoğu zaman, çocuk en kötü senaryo için bir planı olduğunu hissettiğinde endişe seviyesi azaltılabilir ve bu da ona korkularını yenmesi için daha fazla güven verir.
5. Çocukla rahatlatıcı aktiviteler yapın
Bu, çocuğunuzun yalnızken kendi kaygı düzeylerini kontrol etmesine yardımcı olabilecek klasik, basit bir tekniktir. Bunun için çocuğa, hissettiği korkulardan düşünceyi uzaklaştırmaya yardımcı olabilecek bazı rahatlatıcı aktiviteler öğretilmelidir.
İyi bir gevşeme tekniği, örneğin derin bir nefes almak, 3 saniye nefes almak ve 3 saniye daha nefes vermekten oluşur. Ancak şortlu erkeklerin sayısını saymak veya müzik dinlemek gibi diğer aktiviteler kaygıyı daha iyi kontrol etmeye ve dikkatini dağıtmaya yardımcı olabilir.
Ayrıca, kaygıyı kontrol etmeye yardımcı olmak için çocuğunuzun diyetini nasıl ayarlayacağınızı da kontrol edin.